23 Haziran 2009 Salı

vera 'ya


vera eve döndükten sonra aylarca hiçbir şeye dokunamadı.sonraları evin kıyısında köşesinde kendisine bırakılmış hediyeler bulmaya başladı.işli terliklerin içine,eski bir şapka kutusuna veya kitap ciltlerinin arasına gizlenmiş bu hediyelerin yanında küçük,dokunaklı,komik notlar vardı.kiminde yaşgünü tebrikleri,kiminde hasret satırları,kiminde sevgi dizeleri...bu notlardan birinde şair,'şehrime ulaşamadan bitirirken yolumu,bir gül bahçesinde dinlendim,senin sayende' diyordu.bir başka nottaki 8 dize ise nazım hikmet'in son şiiri olarak geçti tarihe...

vera'ya

gelsene dedi bana
kalsana dedi bana
gülsene dedi bana
ölsene dedi bana

geldim
kaldım
güldüm
öldüm"

can dündar'dan alıntıdır.

2 yorum:

benimmanifestom dedi ki...

Ben hayatta bir Picasso'nun bir de Nazım'ın kadınlarını sevdim... Bu iki insan zaten öyleler miydi; yoksa yaşamlarına dahil ettikleri kadınlar mı onları o hale getirdi? Bilmiyoruz elbette... Ama Eva olmadan Picasso'nun nasıl bir parçası eksik kalacaktıysa şayet Vera olmadan da Nazım Nazım olamazdı sanki...

tomates dedi ki...

kapıyı çalıyorum
bu evde ben de senet vereceği şeytana
ben de kanımla imzalarım senedi
ne altın istiyorum ondan
ne bilim, ne de gençlik
hasretli cana yetti
pes.
beni istanbul'uma götürsün bir saatlik.'