31 Aralık 2009 Perşembe

cool guys don't look at explosions



Andy Samberg , Will Ferrell ve JJ Abrams'ın muhteşem performansı : )
MTV 2009 müzik ödüllerinde yayınlanmış ama benim yeni haberim oldu.

bu da sözleri:
it seems like these days the whole world's on fire.
things keep blowin' the hell up,...
and while all those rubberneckers and looky loos stand slackjawed starin,
the real men have the nuts to walk away.

cool guys don't look at explosions
they blow things up and then walk away
who's got time to watch an explosion?
because cool guys have errands that they have to walk to..
keep walkin', keep shinin'
don't look back keep on walkin'
keep struttin' slow motion
the more you ignore it, the cooler you look

samberg: ladies & gentlemen, please join me in welcoming..
mr. neil diamond!

will ferrell: ha ha ha....where are we?!

cool guys don't look at explosions
they stride for it in their diamond covered boots
they wear jumpsuits with glitter and rhinestones
and walk away in slow motion..
keep walkin, you're cruisin..
cherry cherry...sweet caroline..
denzel walks...
will smith walks...
mark wahlberg is wearin a hat!

jj abrams solo

because,
cool guys don't look at explosions,
walk fast from the roaring explosion,
and don't think about the people you killed

23 Aralık 2009 Çarşamba

22 Aralık 2009 Salı

buluntu :(


Kayseri’de iki gün önce dünyaya geldiği belirlenen bebek, boş bir tarlada terk edilmiş halde bulundu. Bebeğin üzerine “buluntu” yazılı bir bant yapıştırıldı. (Fotoğraf: Vedat DOĞAN – Türkiye Foto Muhabirleri Derneği “Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması” Mustafa Pekcan Özel Ödülü – 2007)

18 Aralık 2009 Cuma

i spent all day

shower

15 Aralık 2009 Salı

Vietnam Napalm

Hakkında çok film yapıldı ama hiç birisi bu kadar etkili olmadı....

10 Aralık 2009 Perşembe

askmen

http://askmen.mynet.com/vote/index.php

bütün oylar hugh jackman abimize....

Megan Fox 'u abartmayın arkadaşlar....
















benim böyle parmaklarım olsun evden dışarı çıkmam...
















bu da makyajsız hali...

23 Kasım 2009 Pazartesi

kim bu?



Yaşayan en büyük Türk aktörü....

yorumsuz

20 Kasım 2009 Cuma

Dünyanın en etkili 500 müslümanı



http://www.rissc.jo/muslim500v-1L.pdf

ilk 50'de yer alan türkiye cumhuriyeti vatandaşları:

5. his excellency recep tayyip erdoğan, prime minister of the
republic of turkey

13. hodjaefendi fethullah gülen, turkish muslim preacher

28. his excellency president abdullah gül, president of the republic
of turkey

40. his excellency professor dr ekmelledin ihsanoğlu, secretary
general of the organization of the islamic conference

diğerleri de alfabetik soyadı sırasıyla şu isimler:

mehmet aydın
ali bardakoğlu
fatma benli
ali bulaç
mustafa çagrıcı
ahmet davutoğlu
ekrem dumanlı
necmettin erbakan
halit eren
mehmet görmez
hayrünnisa gül
ibrahim kalın
hayrettin karaman
fuat sezgin
harun yahya
rabia yalçın

abd vatandaşı olanlar:

hafız yusuf kavakçı
merve kavakçı
mehmet öz


müslümanların dünyanın gidişatını çok da etkilemediğini kanıtlayan liste. asıl mücadelenin hristiyan demokratlar ve ateistler arasında geçtiği rahatlıkla anlaşılıyor.

Sofie nin seçimi


Keşke seyretmeseydin diyeceğim filimleri seyrediyorum bu aralar...

Dün akşamki seçimim; "Sofie nin seçimi"ydi.

insanı anne olmaktan vazgeçirebilecek kadar dramatik bir film.

İki çocuğun arasından birisini seçmekle, iki erkekten birisini seçmek arasında ne kadar fark olduğunu gösteriyor.



william styron bu kitabı yazarken, auschwitz'den kurtulan bir çok kişinin öykülerini dinlemiş ve okumuş. onu en çok etkileyen olga lengyel'in hikayesi olmuş.

işte konusu;

sophie savaştan sonra kaçtigi amerika'da iki delikanli ile tanisir, dertten sıkıntıdan bıkan sophie için bu iki abi kankidir, dosttur sıgınacak deliktir ama bu dostlar sophie'ye asiktir ve aralarinda küçük bir rekabet baslar ve sophie'den yalniz birisini secmesi istenir...
sophie secim yapmayacagini soyler ve nedenlerini anlatmaya baslar......

Savaş yıllarında, yahudi olmamasına, polonyalı koyu bir katolik olmasına rağmen Nazilerin eline düşer.
(yahudilerle birlikte onlar için çalışıyor.babasının antisemitizmine bir tepki olarak.)


nazilerden kacmak icin, varlarini yoklarini satarak sahte belgeler duzenleten sophie,
buyuk kaçişa az bir zaman kala 3 yerine 2 kişilik
belge hazirlanabildigini ogrenir..

hemen ilk tepki olarak cocuklarini gönderip kendisi
kalmak ister, ancak belgelerden birinde
yetişkin bir kadin vardir ve sophie bir
çocugunu kurtarmak ve ötekini olume terketmek durumunda kalir..
nazi subayı, merly streep'e
çocuklarından birisini seçmesini söyler,
peki neden diye sorar kadın,
efendimiz ( ìsa) çocuklar da acı çekeceklerdir demiştir diye cevap verir.

seçilen çalışma kampına gönderilecek ve sonuçta ölecektir.
defalarca " nehmen sie das mädchen!" demesi yürekleri parçalar.

oğlan çocuğu 10 yaşlarında annesinin yanıbaşında onun bacağına sarılmış annesinin yanıbasında onunla konusan alman subaya özellikle bakmamakta.gözleri ayakkabısının burnunda çakılı durumda her seferinde annesine daha da sokulmaya çalışmaktadır.(tabii zaten yapışık olduğundan bu imkansız ama mümkün olsa annesinin içine girmek istiyor gibi görüntü veriyor.

küçük kız ise annesinin kucağında alt dudagı sarkmış,tek koluyla annesine sımsıkı sarılmış.ağlamıyor ama suratında inanılmaz üzgün ve korkulu bir ifade ile alttan alttan ara ara alman subayına bakıyor.seyretmeyenleri düşünerek kimi seçtiğini söylemeyeyim

Zamanında bu seçimi yapmış birisi şimdi iki erkek arasında seçim yapmak zorunda kalıyor.

Defalarca Oscar almış ve aday gösterilmiş birisinin ilk oscarlık oyununu ve olağanüstü aksan performansını görmek istiyorsanız (eğer moralinizi yüksek tutmak istediğiniz bir günde değilseniz) ilaaki ama illaki seyredin...

17 Kasım 2009 Salı

http://www.wingmandergi


http://www.wingmandergi.com/

süper dergi, süper tasarım...
ne de olsa genel yayın yönetmeni kadın.

kadın yalanları

daha bi iliskiyi yeni bitirdim.bi yenisine hazir miyim bilemiyorum
meali:bi tane vardi cekti gitti.bakalim o dönmezse sana bi isik yakabilirim.buralarda ol isaretimi bekle

ne kıskanması be? g.tüme benziyo neyini kıskancam onun?

ne yaparsa yapsın umrunda değil artık

ay şekeriim bu sana çok yakıştı.üstüne cuk oturdu valla.al bunu sen al.

aşkım bu sefer ben ödeseydim yeaa.

ben küçükken sarışınmışım

su içsem yarıyor yeminle





valla gerek yok

rakibesi eline düştüğünde şöyle akıl verir: "senin yerinde ben olsam kesin ayrılırdım"


topuklu ayakkabıyla gezmeye öyle alıştım ki, spor ayakkabı rahatsız geliyo. valla bak

erkek- göründüğünden daha genç gösteriyorsun.
bayan- evet. herkes bana öyle diyor.


nereye gitsem erkekler asiliyor, bundan cok rahatsiz oluyorum.

askim hediye dedigin sey benim umurumda bile degil. istersen onumuzdeki dogum gunu bana hicbir hediye alma, hic umurumda olmayacak

hayatim zaten sevgililer gunu uydurma bir gun degil mi? bizim icin her gun sevgililer gunu. o gun beni disari cikartmasan veya hediye almasan da olur.

boyle kasli kuvvetli iri yari erkeklerden hic hoslanmam

daha pahali oldugu icin degil gercekten begendigim icin bunu sectim

bu aksam arkadaslarla kiz kiza takilacaz askim.

normalde hiç tatlı aramam ama regl döneminde resmen tatlı krizi geçiriyoruoom.

tabi canım sen nasıl istersen öyle olsun.
(iç ses: seyret bakalım, ben sana kendi istediğimi nasıl yaptırıyorum)

hayatimda baska bir erkek yok.

süperdi

şu dünyada asla evlenmeyecek biri varsa, o da benim"

giyecek hiçbir şeyim yok

6 Kasım 2009 Cuma

Bankaların karı geçen yıla göre %41 arttı.



banka kurmanın yanında banka soymak nedir ki?

bertold brecht
Şişe

şehrin kokuşmuşluğundan
burnum düşmüş
gözlerim kirlenmişti
ben de kokuşmak üzereydim..

şeytana uyup
şişeye koyup
atmak istedim
kendimi denize..

bırakıp yarım yamalak herşeyi

kendime yer açmak için
şişeyi boşaltınca
neşelendi birden ortalık
baktım ki han güzel can güzel
ızgarada lüfer
tavada mercan güzel..

kırdım şişeyi

Hayrullah Ersöz

5 Kasım 2009 Perşembe

Rihanna / Control Me















dikkat bu video yüksek miktarda

Edward Cullen

içerir..

bi tek annem olsun bana bişey olmaz


Bi Tek Annem Olsun Bana Bir şey Olmaz - The funniest videos clips are here

annedir yüreği fazla dayanamaz
herkes bıksa benden annem bana doymaz
öper besler beni unutur kalbinde
annem burda olsun
bana bişey olmaz
hergün bakar bana
kusurumu görmez
günler gece olsa
o ışığı sönmez
ellerim büyüdü avuçlarında
bi tek annem olsun bana bişey olmaz


benim gibi ahşaptan bir adamı bile ağlattığına göre bir anneye neler yapmaz bu şarkı...

3 Kasım 2009 Salı

Erkekler Sarışın Sever


Gerçek mi, yoksa filmin reklam çalışmalarının bir parçası mı bilemedik ama fotoğraf güzel... Sarışın afet Marilyn Monroe'nun "Gentlemen Prefer Blondes"unun (Erkekler Sarışın Sever) gala gecesi önünde filmin ismine ve konusuna karşı çıkan esmer ve kızılların gösterisi...

1 Kasım 2009 Pazar

iyimserlik / Nazım Hikmet


şiirler yazarım
basılmaz
basılacaklar ama

bir mektup beklerim müjdeli
belki de öldüğüm gün gelir
mutlaka gelir ama

ne devlet ne para
insanın emrinde dünya
belki yüz yıl sonra
olsun
mutlaka bu böyle olacak ama

moskova, 12 eylül 1957

26 Ekim 2009 Pazartesi

bringin it back / elvis presley

dünyanın en seksi reklamı



Danimarka'dan Fleggaard, Siemens çamaşır makinelerinde yaptığı indirimi duyurmak için yaptığı reklam,

bir çoğuna göre dünyanın en iyi reklamı...

19 Ekim 2009 Pazartesi

Unutmak ilaç mıdır?




bin lepiska saçlı hizmetim görse
bin melek sevdayla sevseler beni
bin tanrı lanetle unutursun seni dese
inan ki unutamam seni

Direnistanbul

13 Ekim 2009 Salı

herkes sevdiğini öldürür


Dün akşam bir TV kanalında Ezel diye bir dizi başlamış.
Kenan İmirzalıoğlu var başrolunde, Tuncer Kurtiz le beraber.
Bir iki tane de yeni yüz gördün.

Ben rastlamadım ama dizini bir yerinde Tuncer Kurtiz bilge Oscar Wilde nın
meşhur bir şiirinden alıntı yapmış.

"herkes sevdiğini öldürür"
aslı;
"yet each man kills the thing he loves"
insanın sevdiğini tüketmesi üzerine çok harika bir tespittir.


Sırf bu güzel söz yüzünden ikinci bölümünü seyredeceğim.

şiirde burdadır

oysa herkes öldürür sevdiğini,
kulak verin bu dediklerime

kimi bir bakışıyla yapar bunu,
kimi dalkavukça sözlerle,

korkaklar öpücük ile öldürür,
yürekliler kılıç darbeleriyle!

kimi gençken öldürür sevdiğini
kimileri yaşlı iken öldürür;

şehvetli ellerle öldürür kimi
kimi altından ellerle öldürür;

merhametli kişi bıçak kullanır
çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.

kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
kimi satar kimi de satın alır;

kimi gözyaşı döker öldürürken,
kimi kılı kıpırdamadan öldürür;

herkes öldürebilir sevdiğini
ama herkes öldürdü diye ölmez

12 Ekim 2009 Pazartesi

Önyargılarımız...Görünmeyen duvarlarımız



http://vimeo.com/6921606

Görsel ve sanatsal bir harika...
Sinemasal açıdan da süper.
ama sanki hiç mi ön yargılı türbanlı yok.....!

Umarım siz de kendinizden olmayanı kabul edebilir ve önyargılarınızı yıkabilirsiniz.
Ve belki böylece "madımakta çıkan yangında insanlar öldü" diye haber yapmazsınız.

(Bu arada sermaye yavaş yavaş el değiştirmesi tamamlandı ve bütünüyle yeşillerin eline geçti diyebiliriz.
Artık piyasanın en iyileri onların emrinde...)

9 Ekim 2009 Cuma

özlem



Özlediğin, gidip göremediğindir; ama, gidip görmek istediğin

Özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen

Özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin
Özlem, gidip görmek
istemen-
ama, gidememen,
görememen; gene de, istemen


Oruç Aruoba

ahmet altan diyor ki....
















"hayatınız seçtiğiniz kadındır,
bir kadın değil bir hayat seçersiniz çünkü
"


kristal denizaltı kitabından

8 Ekim 2009 Perşembe

Kara Sevda / Özlem Tekin @ Neredesin Firuze

karanlıktakiler
























Beğenmeyenler çoğunluktaymış....

ayağ


ayağ" farsça kadeh manasına gelmektedir.

ayak kelimesinin sonundaki sert sessizin yumuşadığı hallerde divan edebiyatında çift mana kastedilerek kullanılan bir kelimedir.

"içüp içüp kendi elinden anın
duramayup öpmüşüm ayağını"

seyh galip

ölüme yakın / Orhan Veli

ölürüz diye üzülüyoruz?
ne ettik, ne gördük şu fani dünyada
kötülükten gayrı?

ölünce kirlerimizden temizlenir,
ölünce biz de iyi adam oluruz;
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
hepsini unuturuz.

7 Ekim 2009 Çarşamba

6 Ekim 2009 Salı

Mohsen Namjoo



Muhsin Namcu

İran müziğinin bob dylan'ıymış..Ben de yeni keşfettim...
Yapacağım uzun ve şehirlerarası yolculuk boyunca keşfetmeye devam edeceğim...
Eserlerini Farsca ve klasik iran tonlarını caz sound'uyla birleştirerek icra ediyormuş.
İranda yasaklıymış ve hollanda da yaşatılıyormuş.

şarkılarında hafız-ı şirazi ve mevlana'nın şiirlerini kendi sözleriyle harmanlamıştır


Bu arada aynı gruba ait olmalarına ragmen farsca ;
arapça ve kürtçe den çok daha güzel değil mi?

http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=69

kadınlar


Kavgada erkekler yumruk atarken, kadınlar neden tokat atar?

Çünkü tokat daha ağırdır (mecazen). Ve kadınlar her zaman ağır darbeler indirmeyi severler.



sigara bıraktırma sektörü


Bir yıl önce aşamalı olarak devreye giren sigara yasağı uygulaması, sigara bırakma merkezlerinin sayısını artırmış. Franchising sistemiyle büyüyen kimi merkezler, ortalama 650 liraya sigaradan kurtulmayı garanti ediyor.

Öte yandan açık alana sahip dükkanların kiraları yüzde20 artarken, AVM'lerdeki kiralar düşüyormuş...

asosyal demokrat tomates sundu...

bekım' lar haltetmiş...


Kulübün bir büyüğünden öğrendiğimize göre zamanında tekli saatlerde Selim Soydan, çiftli saatlerde Hülya Koçyiğit ararmış. Bu yüzden Fenerbahçe'nin ödediği telefon parasının Selim'in oynadığı dönemde rekor kırdığı söylenir.


















flying dutchman dan alıntıdır...

2 Ekim 2009 Cuma

Ne Güzel Haberler...

Kendi haberini kendin yarat...

Fantastik site NGH açıldı...

Artık gerçek uydurma haber okuyabileceğiz...

Bence sallama haber yapmada bir çok büyük tirajlı ciddi gazete kadar başarılı olamayabilirler.

Bu arada google NGH yi aratmayın rezil olabilirsiniz
hemen ben söyliyeyim "Ne Güzel Haber"

Haberin köşesinde bu harfler varsa bilinki sizin gibi birisi bu haberi oturma organından uydurmuş.

Schweppes Short Film / SIGNS

summer in the city / Joe Cocker



hot town, summer in the city
back of my neck getting dirty and gritty
been down, isn't it a pity
doesn't seem to be a shadow in the city
all around, people looking half dead
walking on the sidewalk, hotter than a match head.

but at night it's a different world
go out and find a girl
come-on come-on and dance all night
despite the heat it'll be alright
and babe, don't you know it's a pity
that the days can't be like the nights
in the summer, in the city, in the summer, in the city

cool town, evening in the city
dressing so fine and looking so pretty
cool cat, looking for a kitty
gonna look in every corner of the city
till i'm wheezing like a bus stop
running up the stairs, gonna meet you at the rooftop.

but at night it's a different world
go out and find a girl
come-on come-on and dance all night
despite the heat it'll be alright
and babe, don't you know it's a pity
that the days can't be like the nights
in the summer, in the city, in the summer, in the city

hot town, summer in the city
back of my neck getting dirty and gritty
been down, isn't it a pity
doesn't seem to be a shadow in the city
all around, people looking half dead
walking on the sidewalk, hotter than a match head.

It's a heartache / Bonnie Tyler


it's a heartache
nothing but a heartache
hits you when it's too late
hits you when you're down
it's a fool's game
nothing but a fool's game
standing in the cold rain
feeling like a clown

it's a heartache
nothing but a heartache
love him till your arms break
then he let's you down

it ain't right with love to share
when you find he doesn't care, for you
it ain't wise to need someone
as much as i depended on, you
it's a heartache
nothing but a heartache
hits you when it's too late
hits you when you're down

its a fool's game
nothing but a fool's game
standing in the cold rain
feeling like a clown

it ain't right with love to share
when you find he doesn't care, for you
it ain't wise to need someone
as much as i depended on, you

it's a heartache
nothing but a heartache
love him till your arms break
then he lets you down

it's a fool's game
standing in the cold rain
feeling like a clown

it's a heartache
love him till your arms break
then he lets you down

it's a fool's game
standing in the cold rain

http://www.dailymotion.com/video/x1aoad_bonnie-tyler-its-a-heartache_music

1 Ekim 2009 Perşembe

%52 nin Koç (Holding) taşağı



-soru sormam mümkün mü
+ buyrun
- bunları siz mi düşürdünüz?
+ o nedir?
- koç taşağı!

soruyu soran “%52”… grubundan "x" biri. türkiye, adlarını ilk okan bayülgen’den duyduysa da geniş kitlelere ulaşmaları reklam sloganıyla veya kült bir film repliği kadar çarpıcı bir etkiye sahip olan bu diyalog oldu. henüz duymamışlara anlatalım. boğaziçi üniversitesi’nin rumeli hisarüstü kampüsünde koç holding’in organize ettiği “kariyer günleri” kapsamındaki toplantı 20 kişilik bir grubun protesto gösterisine sahne oldu.

üniversite ortamını bilenlerin yabancı olmadıkları şablonda ilerleyen sunum esnasında salondaki dinleyicilerin arasından biri ayağa kalkıp yukarıdaki diyalogu başlatan cümleyi kurdu ve “koç taşağı!” "es"inde ardından kürsüde bulunan koç holding temsilcisine doğru iki adet “billur” fırlattı. bu esnada dinleyicilerin arasında yerlerini almış grubun diğer üyeleri hep birlikte ayağa kalkarak "burası bir köle pazarıdır. bu toprakların %52’si bu köle pazarını dağıtıyor." diyerek yanlarındaki sis bombalarını ateşe verdi. kürsüde nutku tutulan koç holding temsilcisi "kadın" ve salondaki dinleyiciler yükselen dumanların verdiği panikten ve sloganların yarattığı tedirgin havadan dolayı çıkışa doğru hareketlenirken grubun eylemi "bu prezantabl sirk gösterisinin arkasında koç holding'in hayatımızı gaspının kanlı kariyeri var. koç'a karşı koyunlar isyana" pankartının açılmasıyla devam etti. %52’ciler v for vendetta filminden tanıdığımız guy fawkes maskelerini yüzlerine geçirip, dışarıya doğru kaçışmakta olan dinleyicileri "köleler, panik yapmayın, sırayla çıkın, birbirinizi ezmeyin" diyerek uyardılar.
sonrası malum... toplum erkek egemen neyine senin elinin hamuruyla erkek işini düzenlemek. otur şiir yaz...

Agent Provocateur



Seksi iç giyim (lingerie) kategorisinde Victoria’s Secret‘a
fark atan Agent Provocateur'ü maaaalesef ben daha yeni keşfettim.

kanyonda şubesi varmış ve hiç indirime girmiyormuş.
satın aldığınız her neyse paketlerken meşhur afrodizyak etkili parfümlerinden de sıkıyorlarmış.
bir sütyen ve külot'a 500 yetele veremeyeceğim için doğrumu bilmiyorum.
















internet sitesini çok fazla inceleme fırsatım olmadı ama benim favorim bu'dur.
http://www.agentprovocateur.com/nightwear/kimonos/info/kiki-kimono~black--pink



another world is possible

umut sarıkaya

30 Eylül 2009 Çarşamba

tüm zamanların en iyi 100 kitabı



daily telegraph ve the guardian gazeteleri ile abd’li talk show sunucusu oprah winfrey’nin kitap kulübü’nün de katkılarıyla oluşturulmuş listeymiş efendim.

1- savaş ve barış / lev tolstoy
2- 1984 / george orwell
3- ulysses / james joyce
4- lolita / vladimir nabokov
5- ses ve öfke / william faulkner
6- görülmeyen adam / ralph ellison
7- deniz feneri/ virginia woolf
8- ilyada ve odysseia / homeros
9- gurur ve önyargı / jane austen
10- ilahi komedya / dante alighieri
**************************************
11- canterbury hikâyeleri / geoffrey chaucer
12- gulliver’in gezileri/ jonathan swift
13- middlemarch / george eliot
14- ruhum yeniden doğacak / chinua achebe
15- çavdar tarlasında çocuklar (gönülçelen) / j. d. salinger
16- rüzgâr gibi geçti/ margaret mitchell
17- yüzyıllık yalnızlık / gabriel garcia marquez
18- muhteşem gatsby / f. scott fitzgerald
19- madde 22 / joseph heller
20- sevgili / toni morrison
21- gazap üzümleri / john steinbeck
22- geceyarısı çocukları / salman rüşdi
23- cesur yeni dünya / aldous huxley
24- mrs. dalloway / virginia woolf
25- native son / richard wright
26- amerika’da demokrasi / alexis de tocqueville
27- türlerin kökeni / charles darwin
28- herodot tarihi / heredot
29- toplum sözleşmesi/ jean-jacques rousseau
30- kapital / karl marx
31- prens / niccolo machiavelli
32- itiraflar / st. augustine
33- leviathan / thomas hobbes
34- pelopponnes savaşlarının tarihi/ tukididis
35- yüzüklerin efendisi / j. r. r. tolkien
36- winnie the pooh / a.a milne
37- aslan, cadı ve dolap / c.s lewis
38- hindistan’a bir geçit/ e. m. forster
39- yolda / jack kerouac
40- bülbülü öldürmek/ harper lee
41- incil
42- otomatik portakal / anthony burgess
43- ağustos işığı / william faulkner
44- siyah insanların ruhları / w. e. b. du bois
45- engin sargasso denizi/ jean rhys
46- madam bovary/ gustave flaubert
47- kayıp cennet/ john milton
48- anna karennina / leo tolstoy
49- hamlet / william shakespeare
50- kral lear/ william shakespeare
51- othello/ william shakespeare
52- soneler / william shakespeare
53- çimen yaprakları/ walt whitman
54- huckleberry finn’in maceraları/ mark twain
55- kim / rudyard kipling
56- frankenstein / mary shelley
57- süleyman’ın şarkısı / toni morrison
58- guguk kuşu / ken kesey
59- çanlar kimin için çalıyor / ernest hemingway
60- mezbaha 5 / kurt vonnegut
61- hayvan çiftliği/ george orwell
62- sineklerin tanrısı / william golding
63- soğukkanlılıkla / truman capote
64- altın defter / doris lessing
65- kayıp zamanın izinde / marcel proust
66- büyük uyku / raymond chandler
67- döşeğimde ölürken / william faulkner
68- güneş de doğar/ ernest hemingway
69- ben, claudius / robert graves
70- yalnız bir avcıdır yürek / carson mccullers
71- oğullar ve sevgililer / d. h. lawrence
72-kralın adamları/ robert penn warren
73- git onu dağda anlat / james baldwin
74- charlotte’un sevgi ağı / e.b. white
75- karanlığın yüreği / joseph conrad
76- gece / elie wiesel
77- tavşan kaç/ john updike
78- masumiyet çağı/ edith wharton
79- portnoy’un feryadı/ philip roth
80- bir amerikan trajedisi / theodore dreiser
81- the day of the locust / nathanael west
82- yengeç dönencesi/ henry miller
83- malta şahini/ dashiell hammett
84- kuzey işıkları üçlemesi / philip pullman
85- death comes for the archbishop / willa cather
86- düşlerin yorumu / sigmund freud
87- henry adams’ın eğitimi / henry adams
88- mao’dan sözler / mao zedong
89- dinsel deneyim çeşitleri / william james
90- brideshead revisited / evelyn waugh
91- sessiz bahar/ rachel carson
92- istihdam, kazanç ve para genel teorisi / john maynard keynes
93- lord jim / joseph conrad
94- goodbye to all that/ robert graves
95- the affluent society/ john kenneth galbraith
96- söğüt ağaçlarındaki rüzgâr / kenneth grahame
97- malcolm x’in otobiy. / alex haley ve malcolm x
98- eminent victorians / lytton strachey
99- renklerden mor/ alice walker
100- ikinci dünya savaşı/ winston churchill

"tüm zamanların en büyük 100 yazarı " da buradadır.
kime göre neye göre
(thisrecording.com'un editörlerine göre)

29 Eylül 2009 Salı

Giderayak / Nazım Hikmet

Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.

Haziran 1959
Nazım Hikmet



yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.

yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.

aynı daldaydık, aynı daldaydık.
aynı daldan düşüp ayrıldık.
aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.

yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.

28 Eylül 2009 Pazartesi

air jordan

24 Eylül 2009 Perşembe

Yalnızlık Efendi / Elif Şafak


Bilmem Yalnızlık Efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim
kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık Efendi uzunca boylu, titiz, temiz ve bakımlıdır. Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini
nerede diktirir bilmem ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü, ayakları en çok yere basan varlıklardan biridir. Okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada en az üç kitap bitirir. Tefekkürü de bilir, tevekkülü de. Özgüveni yüksektir, kendi kendine yeter. Kimseye yalakalık etmez, hesap kitap yahut pazarlık ve çıkar işlerinden hazzetmez. Elalemin nabzına göre şerbet vermez, kula kulluk etmez. Vefalıdır. Sadıktır. Kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz ama kötülüklere gelince hafızası balıkların hafızasına döner; kemlikleri ve kinleri çabuk unutur. Kimseyle düşmanlığı yoktur. Kancıklık sevmez. Dedikodu etmez. Başkasının gölgesine muhtaç olmadan tek başına yaşayan hür ve gür bir ağaç gibidir. Canı sıkılınca duvarında asılı eski bir yazıya bakar; kim bilir hangi mahir hattatın elinden çıkma yazıda şöyle yazar: “Bu da Geçer Ya Hu”. Yalnızlık Efendi yazıyı okurken gülümser, yarı mahcup, yarı mağrur. Ne zaman ona insanlardan ya da dış dünyanın çarkından şikâyet etmeye kalksam, eliyle savuşturur sözlerimi. “Boşversene ya hu,” der. “Yalnız geldik bu dünyaya. Sanki yalnız gitmeyecek miyiz?” Gerçi şahidim, zaman zaman onun da içinin daraldığı olur. Yalnızlık Efendi en çok başkalarıyla karıştırılmaktan rahatsızdır. Yalnızlık, “Issızlık” demek değildir. Issızlık Efendi başka mahallede yaşar. Biraz huysuz bir tiptir. Hani bahçesine kaçan topları kesmeye kalkan aksi ihtiyarlar var ya, onlardandır. Bizimkiyle ara sıra selâmlaşırlar o kadar. Keza yalnızlık, “Kimsesizlik” demek de değildir.

Kimsesiz Efendi şehrin dışında bir mağarada yaşar. Saçı sakalı birbirine karışmış. Bizimkiyle kırk yılda bir karşılaşırlar o kadar. Yalnızlık ne ıssızlıktır ne kimsesizlik. Yalnızlık insana en çok başkalarıyla çevriliyken gelen bir histir ki, kimileri buna “Etraf kalabalıkken kalbin yalnız olması hâli” derler.
Yalnızlık Efendi der ki, “Yalnızlık insanın kendi kendisiyle yaptığı bir sohbettir. Aracısız. Katkısız. Oyunsuz. Yalansız. Saf ve som bir sohbet...” Bazen olur bana, nedensiz, öylesine. Güçlü bir kaçma arzusu başlar içimi kemirmeye. Televizyon, radyo, gazeteler... Hepsinden koparım. Telefonları bir kenara kaldırırım. Email’lere bakmam, kimseye tek satır yazmaz olurum. Kepenkleri indirir, geçici bir süre tadilata girer, içime kapanırım. Yapılacak işler kule olur yükselir masamda. Okunacak mektuplar, kotarılacak sorumluluklar birikir bir kenarda. Sokağa çıkasım gelmez; çıksam kenarlardan yürürüm, saçak altlarından. Görünmez olmak isterim. Saydam bir cisim gibi ve yabani. Kazara bir tanıdığa ya da beni tanıyıp konuşmak isteyen okurlara rastlasam dilim dolanır, iki cümle kuramam. Çünkü o esnada içeride Yalnızlık Efendi ile konuşuyorumdur. Aynı anda iki
boyutta birden olamam.

Bazen olur herkese, nedensiz, öylesine. Yalnızlık Efendi dikilir balkonumuzun altında. Çakıl taşları atar penceremize. “Hadi çık dışarı” der. “Çık da oynayalım.” Bazen olur. Yalnızlık çağırır. Ve sen terliklerini giyer, her şeyi ve herkesi bir kenara bırakır, ruhunun mahzeninin merdivenlerinden inersin üçer beşer. Mahzende Yalnızlık Efendi seni bekler. Beraber oturur sohbet edersiniz sabahlara kadar. Hayattan, zamandan, insanlardan, oluştan bahsedersiniz. Yalnızlık Efendi felsefe sever. Gerçi hiçbir şeyi çözemezsiniz ama zaten sohbettir maksat, çözüm arayışı bahane. Bilmem Yalnızlık Efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da dostluğumuzdan memnundur.

Marie Laforet

cemal süreya için

tanrı
binbirinci gece şairi yarattı,
binikinci gece cemal'i.
binüçüncü gece şiir okudu tanrı,
başa döndü sonra,
kadını yeniden yarattı.

ülkü tamer

U2 Seneye İstanbul'da

kesinleşti...Demek ki insan hakları falan palavraymış...

http://www.u2.com/tour/index/

11 Eylül 2009 Cuma

plaj havlusu


pedro almodovar

shining



bayramda....

Johnny Deep




Halk düşmanı