24 Haziran 2009 Çarşamba

aşk

AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındadır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde…



Bila noksan, eksiksiz bir hayattır sürdüğün.

Ya da öyle sanırsın.

Alışkanlıklara ayak uydurur, tekrarlara kapılırsın.

Şimdiye değin nasıl yaşadıysan, gene öyle yaşayacaksın sanırsın.

Sonra beklenmedik bir anda biri çıkar gelir.

Etrafındaki kimseye benzemez.

Kendini bu yeni insanın aynasında görmeye başlarsın.

Var olanı değil, sende eksik olanı gösteren sihirli bir aynadır o.

Ve sen bunca zaman aslında hep bir eksiklik duygusuyla yaşadığını, bilmediğin bir şeye hasret çektiğini anlarsın.

Şamar gibi iner hakikat suratına. Sana içindeki boşluğu gösteren bu kişi bir pir, üstad, arkadaş, yoldaş, eş ya da bazen bir çocuk olabilir.

Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır.

Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır: SANA AYNA OLACAK İNSANI BUL!................

kim şems-i tebrizi gibi bir yoldaş istemez..........

ve AŞK'ı....................

Hiç yorum yok: