20 Haziran 2009 Cumartesi

desem ki / Cahit Sıtkı Tarancı


2 post aşağıda carpe diem yazısından ve can yücel şiirinden sonra aklıma Cahit Sıtkı geldi.
Ölümü düşünmekten yaşayamayan, 37 yaşında 35 yaş şiirini yazıp 46 yaşında ince hastalıktan vefat eden şiirimizin acı çeken ruhu....

ben her efkarlanıp
"Al getir ilk sevgilimi Beşiktaş'tan, yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan "
dediğimde 1 lira atsaydım bir kumbaraya, şimdi çalışmak zorunda değildim.


Desem ki....

desem ki vakitlerden bir nisan aksamidir,
rüzgârlarin en ferahlaticisi senden esiyor,
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
ormanlarin en kuytusunu sende gezmekteyim,
senden kopardim çiçeklerin en solmazini,
topraklarin en bereketlisini sende sürdüm,
sende tattim yemislerin cümlesini.

desem ki sen benim için,
hava kadar lâzim,
ekmek kadar mübarek,
su gibi aziz bir seysin;
nimettensin, nimettensin!
desem ki...
inan bana sevgilim inan,
evimde senliksin, bahçemde bahar;
ve soframda en eski sarap.
ben sende yasiyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
birak ben söyleyeyim güzelligini,
rüzgârlarla, nehirlerle, kuslarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
sayet sesimi farkedemezsen,
rüzgârlarin, nehirlerin, kuslarin sesinden,
bil ki ölmüsüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelligini,
ve neden sonra
tekrar duydugun gün sesimi gökkubbede,
hatirla ki mahser günüdür
ortaliga düsmüsüm seni ariyorum.

Hiç yorum yok: