22 Mayıs 2009 Cuma

Tuna kiremitçi


Yaşar Kemal Tuna kiremitçi'nin aşağıdaki yazısını okuyunca telefon açıyor, övgü dolu mu? yoksa biraz ezikleyen mi? şu sözleri söylüyor. “Ben romancıların köşe yazarı olmasına taraftar değilim ama eğer böyle yazacaksan her gün üç tane yaz” işte birazcık kısalttığım o yazı;


Kadınların baş örtüsü takanlar ve takmayanlar olarak ikiye ayrıldığını mı sanıyorsunuz? Bence kendisinden farklı olanlara saygı duyanlar ve duymayanlar olarak ikiye ayrılıyorlar. İsteyenin istediği şekilde yaşaması gerektiğini savunanlar ve savunmayanlar olarak...

Çocuklarını dövenlerle dövmeyenler olarak ayrılıyorlar sonra... Kadın olmayı bir özür gibi taşıyanlarla bir bayrak gibi taşıyanlar olarak. İnsanların laikler ve Müslümanlar olarak ikiye ayrıldığı da bir yalan: Aslında Allah’ı sevenler ve sevmeyenler olarak ayrılıyorlar ikiye. Yaratandan ötürü yaratılanı sevenler ve sevmeyenler olarak...
Bu ülkenin insanları Türk ve Kürt olarak da ayrılmıyor ikiye. Savaştan yana olanlarla barıştan yana olanlar şeklinde ayrılıyorlar. Çocuklarının geleceğini düşünenlerle düşünmeyenler olarak...

Bu ülkenin insanları zenginler ve yoksullar olarak ayrılmıyor ikiye. Emeğinin karşılığını alamayanlar ve hak etmediklerine bile el uzatmaktan çekinmeyenler olarak. Hrant Dink’in ölümüne ağlayanlar ve ağlamayanlar olarak...

Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar şeklinde ikiye ayrıldığımız da yalan: Aslında futbolu gerçekten seven, güzel bir maç seyretmenin keyfini rakip taraftarları tepelemenin zevkine tercih edenler ve etmeyenler olarak ayrılıyoruz ikiye... Sağcılar ve solcular olarak değil; demokrasiyi isteyenler ve istemeyenler olarak ayrılıyoruz.

Hiç yorum yok: