28 Mayıs 2009 Perşembe

Kahvehane Kültürü



Bu ortamlarda kızgınlıkların ifadesi, kesinlikle küfürle yapılır. Hep bir ağızdan kadınlar küçümsenir, bayağılaştırılır.

Her erkek tarafından kadınının erkeği kücük düsürmesi olasılığı bile, bunca erkek toplumu içinde kişiyi ne durumlara düşüreceğinin korkusuyla yaşanır,kişi hezeyanı doğrultusunda davrandığında, diyelim ki eşini dövdüğünde, kendi çevresindeki topluluktan psikolojik bir destek kazanır.


Erkek erkeğe kahvehaneler, kesinlikle erkeklik yarışının yapıldığı lokallerdir.

Sık sık içine kapanık sessiz sakin adamlara homoseksüel yada kılıbık muamelesi yapılır. Her konu seksüalize ya da politize edilir.

Diğer taraftan kahvehanenin önünden geçen her genç kız laf yemese bile kahve içindeki herkes kafasını çevirip, otomatik bir davranışla kızın geçtiği sokağa bakar. Bu nedenle kadınların kahvehanenin önünden geçmemesi neredeyse bir gelenektir. Kahvenin önünden tesadüfen birkaç defa geçmiş bir kadının ise "yollu" olduğuna dair dedikodu çıkması sürpriz değildir.


kahvelerde olgunlaşan yarı psikopat alt kültür, düğünlerde sokağa taşar,havaya bolca silah sıkılır biraz sonra mutlaka bir yerlerde kavga çıkarılır.Bu kavgaların temel geleneği de, asla eşit koşullarda yapılmaması, sık sık bıçak, silah kullanılmasıdır.Kadınsız bir toplum, "boğuk" bir toplumdur. Sevgili Coşkun Aral'la bir sohbetimizde, kadınsız Taliban topluluklarının erkek erkeğe çok fazla dokunduklarını ve biribirlerine sık sık sarıldıklarını ifade etmişti. Kadın olmadan erkekler de, erkekliklerini koruyamayacak gibiydiler... sanki!.

Erkekler; kadınların kücümsendigi,günlük yasam dısına itildigi toplumlarda psikopatlaşmakta, ruhsal sakatlığın içine girmektedirler!...


Tahir M. CEYLAN.

Hiç yorum yok: