23 Mayıs 2009 Cumartesi

en beklenmedik sona sahip 25 film....

Buyrun bakalım size en tahmin edilemez, en şaşırtıcı ve bunu hiiiç ucuza kaçmadan yapan, sağ gösterip, soldan vuran filmlerimiz. Tabii ki bu şaşırtıcı sonlardan bazıları zaman içerisinde trend haline gelip, Hollywood’da bir gimmick’e, beklendik bir şeye dönüştüler bugün ama bu koşullanmadan bağımsız, filmler ilk piyasaya çıktıklarındaki dumurumla değerlendiriyorum ben. Sıralamamız da bu nedenle, filmlerin iyiliğinden çok sonlarının şaşırtma potansiyeline göre.
!!!ACHTUNG: Feci şekilde spoiler içerir!!!! Ama iyi bi insan olduğumdan spoiler’lar beyazla yazılı, highlight ederek görebilirsiniz.
25. The Departed (2006)
Martin Scorsese’nin bu filmini listeye almamı garipseyenler olabilir ama birazdan açıklayacağım sebeplerden ötürü bu film beni çok dumura uğratmıştı. Zira filmdeki bir şey, yani şu: filmin tüm ana karakterlerinin hiç uzatmadan etmeden, en beklenmedik anda çat diye öldürülmesi ve sanki figüranmışlar gibi olayın üstünde bile durulmaması, bana Hollywood için hayli sıradışı gelmiş ve baya şaşırmıştım. Gene de klasik anlamda bir twisted ending diyemeyiz tabii bu filme.





24. Hide and Seek (2005)
Çok beğenilmiş bir film değil bu. Annesi intihar eden bir kız çocuğu, babasıyla birlikte ücra bir yerlerdeki bir eve taşınır. Kızın hayali arkadaşı gelir ve bir takım cinayetler başlar. Acaba kız deli midir nedir? Neyse efenim tabii, sonunda olay çözülülür. Meğersem: Katil şizofren babadır, hayali arkadaş da adamın diğer kişiliğidir. Her ne kadar sonu biraz gimmicky bulunsa da ben gerilmiştim bu filmde ve açıkçası sonu da tahmin etmemiştim. Ederim halbuki normalde.

23. Swimming Pool (2003)
Francois Ozon’un bu filminde, yaşlı bir polisiye yazarı bir arkadaşının evinde inzivaya çekilir. Ev sahibinin genç ve seksi kızı da eve gelir. Evde çeşit çeşit olaylar olur, hatta bir de cinayet işlenir, yazarla kız suç ortağı olur falan filan. Meğersem: Hepsi yazarın yazdığı bir roman imiş. Filmin şaşırtıcı sonu her ne kadar alışıldık bir şaşırtıcı son da olsa, filmin iyi yanı, film boyunca böyle bir twist geleceğini asla hissettirmemesi ve gayet kara film tadında ilerlemesidir.


22-The Sixth Sense (1999)
Valla açık söyleyeyim, benim için beklenmedik bir son sağlamadı bu film. Zira ben bu filmin 15. dakikasında olayı tahmin etmiş olmakla birlikte, millet de mütemadiyen “ay dumur olcanız” dediği için, hep başka bir twist bekledim durdum, boşuna beklemişim. Çünkü neymiş? Meğersem: Adam filmin taa en başında vurulduğunda ölmüşmüş. Peeeh! İşbu yüzden, zaten yönetmen olarak çok da bayılmadiğim M. Night Shyamalan’ın bu filmi listeye baya alt sıralardan giriş yaptı efenim ama şaşıran, şaşırdı tabii, ne diim.


21-American Psycho (2000)
Psikopatın da psikopatı bi adamı oynayan Christian Bale, film boyunca kadından kadına seker, hepsini de öldürürür. Meğersem: Olayın hepsi adamın kafasındadir kafasındaaaa! Çok da aşırı beklenmedik diil bence.

20. The Prestige (2006)
Prestij sihirbazlar dünyasında finalde yapılan büyük ve şaşalı gösteriye deniyormuş. Christopher Nolan’ın yönettiği bu film de, iki rakip sihirbazın, çeşitli alavare dalaverelerle birbirlerinin prestij numaralarının hilelerini öğrenmeye çalışmalarını anlatır. Sonunda da sahnenin bir tarafından kaybolup, başka bir yerinden beliren sihirbazımızın sırrını öğreniriz. Meğersem: Daha safirik olan sihirbahızımız baştan ikiz seçeneğini elemiştir. Kendisi hileyi bir türlü çözemediği için Nicholas Tesla ile birlikte çalışarak zamanına göre high-tech bir cihaz ile kendini klonlayarak bu numarayı gerçekleştirmeyi başarmıştır. Oysa ki olay çok basittir ve diğer sihirbazın gerçekten de sadace ikizi vardır. Yaaa yaaa! Ayrıca bu filmden bir de sihirbaz milletine güven olmayacağı dersini de çıkarırız.

19. Crying Game (1992)
IRA tarafından kaçırılan bir askerle, kendisini kaçıran adamın dostluğu ve bu dostluk üzerinden adamın yaşadığı büyük aşk hikayesini izleriz. Asker ölünce, bu IRA’cı arkadaş, askerin büyük aşkını bulmaya gider, kendi de kadına kapılır ve falan filan. Amaaa filmde bir çüüüş! noktası vardır elbet ve o da şudur: Büyük aşkın objesi kadın, aslında kadın değil adamdır. Ayrıca kendisinin de bir takım komplolarda parmağı vardır. Filmi zamanında vizyonda seyrettiğimden, çok net hatırlayamıyorum detayları ama nasıl bir “oha!” dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Gerçi neredeyse çocuktum tabii, bugün gözümüz açıldı, belki bugün seyretsem “aaa belliydi” derim ama o zaman diyememiştim tabi. Ne olursa olsun, çok güzel filmdir.



listenin kalanları için beklemelisiniz...Ama bu arada siz "şu kesin olmalı" listenizi olurturabilirsiniz kafanızdan...


Hiç yorum yok: