31 Aralık 2009 Perşembe
cool guys don't look at explosions
Andy Samberg , Will Ferrell ve JJ Abrams'ın muhteşem performansı : )
MTV 2009 müzik ödüllerinde yayınlanmış ama benim yeni haberim oldu.
bu da sözleri:
it seems like these days the whole world's on fire.
things keep blowin' the hell up,...
and while all those rubberneckers and looky loos stand slackjawed starin,
the real men have the nuts to walk away.
cool guys don't look at explosions
they blow things up and then walk away
who's got time to watch an explosion?
because cool guys have errands that they have to walk to..
keep walkin', keep shinin'
don't look back keep on walkin'
keep struttin' slow motion
the more you ignore it, the cooler you look
samberg: ladies & gentlemen, please join me in welcoming..
mr. neil diamond!
will ferrell: ha ha ha....where are we?!
cool guys don't look at explosions
they stride for it in their diamond covered boots
they wear jumpsuits with glitter and rhinestones
and walk away in slow motion..
keep walkin, you're cruisin..
cherry cherry...sweet caroline..
denzel walks...
will smith walks...
mark wahlberg is wearin a hat!
jj abrams solo
because,
cool guys don't look at explosions,
walk fast from the roaring explosion,
and don't think about the people you killed
23 Aralık 2009 Çarşamba
22 Aralık 2009 Salı
buluntu :(
18 Aralık 2009 Cuma
15 Aralık 2009 Salı
10 Aralık 2009 Perşembe
23 Kasım 2009 Pazartesi
20 Kasım 2009 Cuma
Dünyanın en etkili 500 müslümanı
http://www.rissc.jo/muslim500v-1L.pdf
ilk 50'de yer alan türkiye cumhuriyeti vatandaşları:
5. his excellency recep tayyip erdoğan, prime minister of the
republic of turkey
13. hodjaefendi fethullah gülen, turkish muslim preacher
28. his excellency president abdullah gül, president of the republic
of turkey
40. his excellency professor dr ekmelledin ihsanoğlu, secretary
general of the organization of the islamic conference
diğerleri de alfabetik soyadı sırasıyla şu isimler:
mehmet aydın
ali bardakoğlu
fatma benli
ali bulaç
mustafa çagrıcı
ahmet davutoğlu
ekrem dumanlı
necmettin erbakan
halit eren
mehmet görmez
hayrünnisa gül
ibrahim kalın
hayrettin karaman
fuat sezgin
harun yahya
rabia yalçın
abd vatandaşı olanlar:
hafız yusuf kavakçı
merve kavakçı
mehmet öz
müslümanların dünyanın gidişatını çok da etkilemediğini kanıtlayan liste. asıl mücadelenin hristiyan demokratlar ve ateistler arasında geçtiği rahatlıkla anlaşılıyor.
Sofie nin seçimi
Keşke seyretmeseydin diyeceğim filimleri seyrediyorum bu aralar...
Dün akşamki seçimim; "Sofie nin seçimi"ydi.
insanı anne olmaktan vazgeçirebilecek kadar dramatik bir film.
İki çocuğun arasından birisini seçmekle, iki erkekten birisini seçmek arasında ne kadar fark olduğunu gösteriyor.
william styron bu kitabı yazarken, auschwitz'den kurtulan bir çok kişinin öykülerini dinlemiş ve okumuş. onu en çok etkileyen olga lengyel'in hikayesi olmuş.
işte konusu;
sophie savaştan sonra kaçtigi amerika'da iki delikanli ile tanisir, dertten sıkıntıdan bıkan sophie için bu iki abi kankidir, dosttur sıgınacak deliktir ama bu dostlar sophie'ye asiktir ve aralarinda küçük bir rekabet baslar ve sophie'den yalniz birisini secmesi istenir...
sophie secim yapmayacagini soyler ve nedenlerini anlatmaya baslar......
Savaş yıllarında, yahudi olmamasına, polonyalı koyu bir katolik olmasına rağmen Nazilerin eline düşer.
(yahudilerle birlikte onlar için çalışıyor.babasının antisemitizmine bir tepki olarak.)
nazilerden kacmak icin, varlarini yoklarini satarak sahte belgeler duzenleten sophie,
buyuk kaçişa az bir zaman kala 3 yerine 2 kişilik
belge hazirlanabildigini ogrenir..
hemen ilk tepki olarak cocuklarini gönderip kendisi
kalmak ister, ancak belgelerden birinde
yetişkin bir kadin vardir ve sophie bir
çocugunu kurtarmak ve ötekini olume terketmek durumunda kalir..
nazi subayı, merly streep'e
çocuklarından birisini seçmesini söyler,
peki neden diye sorar kadın,
efendimiz ( ìsa) çocuklar da acı çekeceklerdir demiştir diye cevap verir.
seçilen çalışma kampına gönderilecek ve sonuçta ölecektir.
defalarca " nehmen sie das mädchen!" demesi yürekleri parçalar.
oğlan çocuğu 10 yaşlarında annesinin yanıbaşında onun bacağına sarılmış annesinin yanıbasında onunla konusan alman subaya özellikle bakmamakta.gözleri ayakkabısının burnunda çakılı durumda her seferinde annesine daha da sokulmaya çalışmaktadır.(tabii zaten yapışık olduğundan bu imkansız ama mümkün olsa annesinin içine girmek istiyor gibi görüntü veriyor.
küçük kız ise annesinin kucağında alt dudagı sarkmış,tek koluyla annesine sımsıkı sarılmış.ağlamıyor ama suratında inanılmaz üzgün ve korkulu bir ifade ile alttan alttan ara ara alman subayına bakıyor.seyretmeyenleri düşünerek kimi seçtiğini söylemeyeyim
Zamanında bu seçimi yapmış birisi şimdi iki erkek arasında seçim yapmak zorunda kalıyor.
Defalarca Oscar almış ve aday gösterilmiş birisinin ilk oscarlık oyununu ve olağanüstü aksan performansını görmek istiyorsanız (eğer moralinizi yüksek tutmak istediğiniz bir günde değilseniz) ilaaki ama illaki seyredin...
17 Kasım 2009 Salı
kadın yalanları
daha bi iliskiyi yeni bitirdim.bi yenisine hazir miyim bilemiyorum
meali:bi tane vardi cekti gitti.bakalim o dönmezse sana bi isik yakabilirim.buralarda ol isaretimi bekle
ne kıskanması be? g.tüme benziyo neyini kıskancam onun?
ne yaparsa yapsın umrunda değil artık
ay şekeriim bu sana çok yakıştı.üstüne cuk oturdu valla.al bunu sen al.
aşkım bu sefer ben ödeseydim yeaa.
ben küçükken sarışınmışım
su içsem yarıyor yeminle
valla gerek yok
rakibesi eline düştüğünde şöyle akıl verir: "senin yerinde ben olsam kesin ayrılırdım"
topuklu ayakkabıyla gezmeye öyle alıştım ki, spor ayakkabı rahatsız geliyo. valla bak
erkek- göründüğünden daha genç gösteriyorsun.
bayan- evet. herkes bana öyle diyor.
nereye gitsem erkekler asiliyor, bundan cok rahatsiz oluyorum.
askim hediye dedigin sey benim umurumda bile degil. istersen onumuzdeki dogum gunu bana hicbir hediye alma, hic umurumda olmayacak
hayatim zaten sevgililer gunu uydurma bir gun degil mi? bizim icin her gun sevgililer gunu. o gun beni disari cikartmasan veya hediye almasan da olur.
boyle kasli kuvvetli iri yari erkeklerden hic hoslanmam
daha pahali oldugu icin degil gercekten begendigim icin bunu sectim
bu aksam arkadaslarla kiz kiza takilacaz askim.
normalde hiç tatlı aramam ama regl döneminde resmen tatlı krizi geçiriyoruoom.
tabi canım sen nasıl istersen öyle olsun.
(iç ses: seyret bakalım, ben sana kendi istediğimi nasıl yaptırıyorum)
hayatimda baska bir erkek yok.
süperdi
şu dünyada asla evlenmeyecek biri varsa, o da benim"
giyecek hiçbir şeyim yok
meali:bi tane vardi cekti gitti.bakalim o dönmezse sana bi isik yakabilirim.buralarda ol isaretimi bekle
ne kıskanması be? g.tüme benziyo neyini kıskancam onun?
ne yaparsa yapsın umrunda değil artık
ay şekeriim bu sana çok yakıştı.üstüne cuk oturdu valla.al bunu sen al.
aşkım bu sefer ben ödeseydim yeaa.
ben küçükken sarışınmışım
su içsem yarıyor yeminle
valla gerek yok
rakibesi eline düştüğünde şöyle akıl verir: "senin yerinde ben olsam kesin ayrılırdım"
topuklu ayakkabıyla gezmeye öyle alıştım ki, spor ayakkabı rahatsız geliyo. valla bak
erkek- göründüğünden daha genç gösteriyorsun.
bayan- evet. herkes bana öyle diyor.
nereye gitsem erkekler asiliyor, bundan cok rahatsiz oluyorum.
askim hediye dedigin sey benim umurumda bile degil. istersen onumuzdeki dogum gunu bana hicbir hediye alma, hic umurumda olmayacak
hayatim zaten sevgililer gunu uydurma bir gun degil mi? bizim icin her gun sevgililer gunu. o gun beni disari cikartmasan veya hediye almasan da olur.
boyle kasli kuvvetli iri yari erkeklerden hic hoslanmam
daha pahali oldugu icin degil gercekten begendigim icin bunu sectim
bu aksam arkadaslarla kiz kiza takilacaz askim.
normalde hiç tatlı aramam ama regl döneminde resmen tatlı krizi geçiriyoruoom.
tabi canım sen nasıl istersen öyle olsun.
(iç ses: seyret bakalım, ben sana kendi istediğimi nasıl yaptırıyorum)
hayatimda baska bir erkek yok.
süperdi
şu dünyada asla evlenmeyecek biri varsa, o da benim"
giyecek hiçbir şeyim yok
6 Kasım 2009 Cuma
Bankaların karı geçen yıla göre %41 arttı.
banka kurmanın yanında banka soymak nedir ki?
bertold brecht
Şişe |
şehrin kokuşmuşluğundan |
burnum düşmüş |
gözlerim kirlenmişti |
ben de kokuşmak üzereydim.. |
şeytana uyup |
şişeye koyup |
atmak istedim |
kendimi denize.. |
bırakıp yarım yamalak herşeyi |
kendime yer açmak için |
şişeyi boşaltınca |
neşelendi birden ortalık |
baktım ki han güzel can güzel |
ızgarada lüfer |
tavada mercan güzel.. |
kırdım şişeyi |
Hayrullah Ersöz |
5 Kasım 2009 Perşembe
bi tek annem olsun bana bişey olmaz
Bi Tek Annem Olsun Bana Bir şey Olmaz - The funniest videos clips are here
annedir yüreği fazla dayanamaz
herkes bıksa benden annem bana doymaz
öper besler beni unutur kalbinde
annem burda olsun
bana bişey olmaz
hergün bakar bana
kusurumu görmez
günler gece olsa
o ışığı sönmez
ellerim büyüdü avuçlarında
bi tek annem olsun bana bişey olmaz
benim gibi ahşaptan bir adamı bile ağlattığına göre bir anneye neler yapmaz bu şarkı...
3 Kasım 2009 Salı
Erkekler Sarışın Sever
1 Kasım 2009 Pazar
iyimserlik / Nazım Hikmet
26 Ekim 2009 Pazartesi
dünyanın en seksi reklamı
Danimarka'dan Fleggaard, Siemens çamaşır makinelerinde yaptığı indirimi duyurmak için yaptığı reklam,
bir çoğuna göre dünyanın en iyi reklamı...
19 Ekim 2009 Pazartesi
Unutmak ilaç mıdır?
13 Ekim 2009 Salı
herkes sevdiğini öldürür
Dün akşam bir TV kanalında Ezel diye bir dizi başlamış.
Kenan İmirzalıoğlu var başrolunde, Tuncer Kurtiz le beraber.
Bir iki tane de yeni yüz gördün.
Ben rastlamadım ama dizini bir yerinde Tuncer Kurtiz bilge Oscar Wilde nın
meşhur bir şiirinden alıntı yapmış.
"herkes sevdiğini öldürür"
aslı;
"yet each man kills the thing he loves"
insanın sevdiğini tüketmesi üzerine çok harika bir tespittir.
Sırf bu güzel söz yüzünden ikinci bölümünü seyredeceğim.
şiirde burdadır
oysa herkes öldürür sevdiğini,
kulak verin bu dediklerime
kimi bir bakışıyla yapar bunu,
kimi dalkavukça sözlerle,
korkaklar öpücük ile öldürür,
yürekliler kılıç darbeleriyle!
kimi gençken öldürür sevdiğini
kimileri yaşlı iken öldürür;
şehvetli ellerle öldürür kimi
kimi altından ellerle öldürür;
merhametli kişi bıçak kullanır
çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
kimi satar kimi de satın alır;
kimi gözyaşı döker öldürürken,
kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
herkes öldürebilir sevdiğini
ama herkes öldürdü diye ölmez
12 Ekim 2009 Pazartesi
Önyargılarımız...Görünmeyen duvarlarımız
http://vimeo.com/6921606
Görsel ve sanatsal bir harika...
Sinemasal açıdan da süper.
ama sanki hiç mi ön yargılı türbanlı yok.....!
Umarım siz de kendinizden olmayanı kabul edebilir ve önyargılarınızı yıkabilirsiniz.
Ve belki böylece "madımakta çıkan yangında insanlar öldü" diye haber yapmazsınız.
(Bu arada sermaye yavaş yavaş el değiştirmesi tamamlandı ve bütünüyle yeşillerin eline geçti diyebiliriz.
Artık piyasanın en iyileri onların emrinde...)
9 Ekim 2009 Cuma
özlem
Özlediğin, gidip göremediğindir; ama, gidip görmek istediğin
Özlem, gidip görememendir; ama gidip görmek istemen
Özlediğin, gidip görmek istediğin- ama gidip göremediğin
Özlem, gidip görmek
istemen- ama, gidememen,
görememen; gene de, istemen
Oruç Aruoba
ahmet altan diyor ki....
"hayatınız seçtiğiniz kadındır,
bir kadın değil bir hayat seçersiniz çünkü"
kristal denizaltı kitabından
8 Ekim 2009 Perşembe
ayağ
ayağ" farsça kadeh manasına gelmektedir.
ayak kelimesinin sonundaki sert sessizin yumuşadığı hallerde divan edebiyatında çift mana kastedilerek kullanılan bir kelimedir.
"içüp içüp kendi elinden anın
duramayup öpmüşüm ayağını"
seyh galip
ölüme yakın / Orhan Veli
7 Ekim 2009 Çarşamba
6 Ekim 2009 Salı
Mohsen Namjoo
Muhsin Namcu
İran müziğinin bob dylan'ıymış..Ben de yeni keşfettim...
Yapacağım uzun ve şehirlerarası yolculuk boyunca keşfetmeye devam edeceğim...
Eserlerini Farsca ve klasik iran tonlarını caz sound'uyla birleştirerek icra ediyormuş.
İranda yasaklıymış ve hollanda da yaşatılıyormuş.
şarkılarında hafız-ı şirazi ve mevlana'nın şiirlerini kendi sözleriyle harmanlamıştır
Bu arada aynı gruba ait olmalarına ragmen farsca ;
arapça ve kürtçe den çok daha güzel değil mi?
http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=69
kadınlar
sigara bıraktırma sektörü
Bir yıl önce aşamalı olarak devreye giren sigara yasağı uygulaması, sigara bırakma merkezlerinin sayısını artırmış. Franchising sistemiyle büyüyen kimi merkezler, ortalama 650 liraya sigaradan kurtulmayı garanti ediyor.
Öte yandan açık alana sahip dükkanların kiraları yüzde20 artarken, AVM'lerdeki kiralar düşüyormuş...
asosyal demokrat tomates sundu...
bekım' lar haltetmiş...
2 Ekim 2009 Cuma
Ne Güzel Haberler...
Kendi haberini kendin yarat...
Fantastik site NGH açıldı...
Artık gerçek uydurma haber okuyabileceğiz...
Bence sallama haber yapmada bir çok büyük tirajlı ciddi gazete kadar başarılı olamayabilirler.
Bu arada google NGH yi aratmayın rezil olabilirsiniz
hemen ben söyliyeyim "Ne Güzel Haber"
Haberin köşesinde bu harfler varsa bilinki sizin gibi birisi bu haberi oturma organından uydurmuş.
Fantastik site NGH açıldı...
Artık gerçek uydurma haber okuyabileceğiz...
Bence sallama haber yapmada bir çok büyük tirajlı ciddi gazete kadar başarılı olamayabilirler.
Bu arada google NGH yi aratmayın rezil olabilirsiniz
hemen ben söyliyeyim "Ne Güzel Haber"
Haberin köşesinde bu harfler varsa bilinki sizin gibi birisi bu haberi oturma organından uydurmuş.
summer in the city / Joe Cocker
hot town, summer in the city
back of my neck getting dirty and gritty
been down, isn't it a pity
doesn't seem to be a shadow in the city
all around, people looking half dead
walking on the sidewalk, hotter than a match head.
but at night it's a different world
go out and find a girl
come-on come-on and dance all night
despite the heat it'll be alright
and babe, don't you know it's a pity
that the days can't be like the nights
in the summer, in the city, in the summer, in the city
cool town, evening in the city
dressing so fine and looking so pretty
cool cat, looking for a kitty
gonna look in every corner of the city
till i'm wheezing like a bus stop
running up the stairs, gonna meet you at the rooftop.
but at night it's a different world
go out and find a girl
come-on come-on and dance all night
despite the heat it'll be alright
and babe, don't you know it's a pity
that the days can't be like the nights
in the summer, in the city, in the summer, in the city
hot town, summer in the city
back of my neck getting dirty and gritty
been down, isn't it a pity
doesn't seem to be a shadow in the city
all around, people looking half dead
walking on the sidewalk, hotter than a match head.
It's a heartache / Bonnie Tyler
it's a heartache
nothing but a heartache
hits you when it's too late
hits you when you're down
it's a fool's game
nothing but a fool's game
standing in the cold rain
feeling like a clown
it's a heartache
nothing but a heartache
love him till your arms break
then he let's you down
it ain't right with love to share
when you find he doesn't care, for you
it ain't wise to need someone
as much as i depended on, you
it's a heartache
nothing but a heartache
hits you when it's too late
hits you when you're down
its a fool's game
nothing but a fool's game
standing in the cold rain
feeling like a clown
it ain't right with love to share
when you find he doesn't care, for you
it ain't wise to need someone
as much as i depended on, you
it's a heartache
nothing but a heartache
love him till your arms break
then he lets you down
it's a fool's game
standing in the cold rain
feeling like a clown
it's a heartache
love him till your arms break
then he lets you down
it's a fool's game
standing in the cold rain
http://www.dailymotion.com/video/x1aoad_bonnie-tyler-its-a-heartache_music
1 Ekim 2009 Perşembe
%52 nin Koç (Holding) taşağı
-soru sormam mümkün mü
+ buyrun
- bunları siz mi düşürdünüz?
+ o nedir?
- koç taşağı!
soruyu soran “%52”… grubundan "x" biri. türkiye, adlarını ilk okan bayülgen’den duyduysa da geniş kitlelere ulaşmaları reklam sloganıyla veya kült bir film repliği kadar çarpıcı bir etkiye sahip olan bu diyalog oldu. henüz duymamışlara anlatalım. boğaziçi üniversitesi’nin rumeli hisarüstü kampüsünde koç holding’in organize ettiği “kariyer günleri” kapsamındaki toplantı 20 kişilik bir grubun protesto gösterisine sahne oldu.
üniversite ortamını bilenlerin yabancı olmadıkları şablonda ilerleyen sunum esnasında salondaki dinleyicilerin arasından biri ayağa kalkıp yukarıdaki diyalogu başlatan cümleyi kurdu ve “koç taşağı!” "es"inde ardından kürsüde bulunan koç holding temsilcisine doğru iki adet “billur” fırlattı. bu esnada dinleyicilerin arasında yerlerini almış grubun diğer üyeleri hep birlikte ayağa kalkarak "burası bir köle pazarıdır. bu toprakların %52’si bu köle pazarını dağıtıyor." diyerek yanlarındaki sis bombalarını ateşe verdi. kürsüde nutku tutulan koç holding temsilcisi "kadın" ve salondaki dinleyiciler yükselen dumanların verdiği panikten ve sloganların yarattığı tedirgin havadan dolayı çıkışa doğru hareketlenirken grubun eylemi "bu prezantabl sirk gösterisinin arkasında koç holding'in hayatımızı gaspının kanlı kariyeri var. koç'a karşı koyunlar isyana" pankartının açılmasıyla devam etti. %52’ciler v for vendetta filminden tanıdığımız guy fawkes maskelerini yüzlerine geçirip, dışarıya doğru kaçışmakta olan dinleyicileri "köleler, panik yapmayın, sırayla çıkın, birbirinizi ezmeyin" diyerek uyardılar.
sonrası malum... toplum erkek egemen neyine senin elinin hamuruyla erkek işini düzenlemek. otur şiir yaz...
Agent Provocateur
Seksi iç giyim (lingerie) kategorisinde Victoria’s Secret‘a
fark atan Agent Provocateur'ü maaaalesef ben daha yeni keşfettim.
kanyonda şubesi varmış ve hiç indirime girmiyormuş.
satın aldığınız her neyse paketlerken meşhur afrodizyak etkili parfümlerinden de sıkıyorlarmış.
bir sütyen ve külot'a 500 yetele veremeyeceğim için doğrumu bilmiyorum.
internet sitesini çok fazla inceleme fırsatım olmadı ama benim favorim bu'dur.
http://www.agentprovocateur.com/nightwear/kimonos/info/kiki-kimono~black--pink
30 Eylül 2009 Çarşamba
tüm zamanların en iyi 100 kitabı
daily telegraph ve the guardian gazeteleri ile abd’li talk show sunucusu oprah winfrey’nin kitap kulübü’nün de katkılarıyla oluşturulmuş listeymiş efendim.
1- savaş ve barış / lev tolstoy
2- 1984 / george orwell
3- ulysses / james joyce
4- lolita / vladimir nabokov
5- ses ve öfke / william faulkner
6- görülmeyen adam / ralph ellison
7- deniz feneri/ virginia woolf
8- ilyada ve odysseia / homeros
9- gurur ve önyargı / jane austen
10- ilahi komedya / dante alighieri
**************************************
11- canterbury hikâyeleri / geoffrey chaucer
12- gulliver’in gezileri/ jonathan swift
13- middlemarch / george eliot
14- ruhum yeniden doğacak / chinua achebe
15- çavdar tarlasında çocuklar (gönülçelen) / j. d. salinger
16- rüzgâr gibi geçti/ margaret mitchell
17- yüzyıllık yalnızlık / gabriel garcia marquez
18- muhteşem gatsby / f. scott fitzgerald
19- madde 22 / joseph heller
20- sevgili / toni morrison
21- gazap üzümleri / john steinbeck
22- geceyarısı çocukları / salman rüşdi
23- cesur yeni dünya / aldous huxley
24- mrs. dalloway / virginia woolf
25- native son / richard wright
26- amerika’da demokrasi / alexis de tocqueville
27- türlerin kökeni / charles darwin
28- herodot tarihi / heredot
29- toplum sözleşmesi/ jean-jacques rousseau
30- kapital / karl marx
31- prens / niccolo machiavelli
32- itiraflar / st. augustine
33- leviathan / thomas hobbes
34- pelopponnes savaşlarının tarihi/ tukididis
35- yüzüklerin efendisi / j. r. r. tolkien
36- winnie the pooh / a.a milne
37- aslan, cadı ve dolap / c.s lewis
38- hindistan’a bir geçit/ e. m. forster
39- yolda / jack kerouac
40- bülbülü öldürmek/ harper lee
41- incil
42- otomatik portakal / anthony burgess
43- ağustos işığı / william faulkner
44- siyah insanların ruhları / w. e. b. du bois
45- engin sargasso denizi/ jean rhys
46- madam bovary/ gustave flaubert
47- kayıp cennet/ john milton
48- anna karennina / leo tolstoy
49- hamlet / william shakespeare
50- kral lear/ william shakespeare
51- othello/ william shakespeare
52- soneler / william shakespeare
53- çimen yaprakları/ walt whitman
54- huckleberry finn’in maceraları/ mark twain
55- kim / rudyard kipling
56- frankenstein / mary shelley
57- süleyman’ın şarkısı / toni morrison
58- guguk kuşu / ken kesey
59- çanlar kimin için çalıyor / ernest hemingway
60- mezbaha 5 / kurt vonnegut
61- hayvan çiftliği/ george orwell
62- sineklerin tanrısı / william golding
63- soğukkanlılıkla / truman capote
64- altın defter / doris lessing
65- kayıp zamanın izinde / marcel proust
66- büyük uyku / raymond chandler
67- döşeğimde ölürken / william faulkner
68- güneş de doğar/ ernest hemingway
69- ben, claudius / robert graves
70- yalnız bir avcıdır yürek / carson mccullers
71- oğullar ve sevgililer / d. h. lawrence
72-kralın adamları/ robert penn warren
73- git onu dağda anlat / james baldwin
74- charlotte’un sevgi ağı / e.b. white
75- karanlığın yüreği / joseph conrad
76- gece / elie wiesel
77- tavşan kaç/ john updike
78- masumiyet çağı/ edith wharton
79- portnoy’un feryadı/ philip roth
80- bir amerikan trajedisi / theodore dreiser
81- the day of the locust / nathanael west
82- yengeç dönencesi/ henry miller
83- malta şahini/ dashiell hammett
84- kuzey işıkları üçlemesi / philip pullman
85- death comes for the archbishop / willa cather
86- düşlerin yorumu / sigmund freud
87- henry adams’ın eğitimi / henry adams
88- mao’dan sözler / mao zedong
89- dinsel deneyim çeşitleri / william james
90- brideshead revisited / evelyn waugh
91- sessiz bahar/ rachel carson
92- istihdam, kazanç ve para genel teorisi / john maynard keynes
93- lord jim / joseph conrad
94- goodbye to all that/ robert graves
95- the affluent society/ john kenneth galbraith
96- söğüt ağaçlarındaki rüzgâr / kenneth grahame
97- malcolm x’in otobiy. / alex haley ve malcolm x
98- eminent victorians / lytton strachey
99- renklerden mor/ alice walker
100- ikinci dünya savaşı/ winston churchill
"tüm zamanların en büyük 100 yazarı " da buradadır.
kime göre neye göre
(thisrecording.com'un editörlerine göre)
29 Eylül 2009 Salı
Giderayak / Nazım Hikmet
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Haziran 1959
Nazım Hikmet
yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.
aynı daldaydık, aynı daldaydık.
aynı daldan düşüp ayrıldık.
aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Haziran 1959
Nazım Hikmet
yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.
aynı daldaydık, aynı daldaydık.
aynı daldan düşüp ayrıldık.
aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.
28 Eylül 2009 Pazartesi
24 Eylül 2009 Perşembe
Yalnızlık Efendi / Elif Şafak
Bilmem Yalnızlık Efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim
kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık Efendi uzunca boylu, titiz, temiz ve bakımlıdır. Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini
nerede diktirir bilmem ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü, ayakları en çok yere basan varlıklardan biridir. Okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada en az üç kitap bitirir. Tefekkürü de bilir, tevekkülü de. Özgüveni yüksektir, kendi kendine yeter. Kimseye yalakalık etmez, hesap kitap yahut pazarlık ve çıkar işlerinden hazzetmez. Elalemin nabzına göre şerbet vermez, kula kulluk etmez. Vefalıdır. Sadıktır. Kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz ama kötülüklere gelince hafızası balıkların hafızasına döner; kemlikleri ve kinleri çabuk unutur. Kimseyle düşmanlığı yoktur. Kancıklık sevmez. Dedikodu etmez. Başkasının gölgesine muhtaç olmadan tek başına yaşayan hür ve gür bir ağaç gibidir. Canı sıkılınca duvarında asılı eski bir yazıya bakar; kim bilir hangi mahir hattatın elinden çıkma yazıda şöyle yazar: “Bu da Geçer Ya Hu”. Yalnızlık Efendi yazıyı okurken gülümser, yarı mahcup, yarı mağrur. Ne zaman ona insanlardan ya da dış dünyanın çarkından şikâyet etmeye kalksam, eliyle savuşturur sözlerimi. “Boşversene ya hu,” der. “Yalnız geldik bu dünyaya. Sanki yalnız gitmeyecek miyiz?” Gerçi şahidim, zaman zaman onun da içinin daraldığı olur. Yalnızlık Efendi en çok başkalarıyla karıştırılmaktan rahatsızdır. Yalnızlık, “Issızlık” demek değildir. Issızlık Efendi başka mahallede yaşar. Biraz huysuz bir tiptir. Hani bahçesine kaçan topları kesmeye kalkan aksi ihtiyarlar var ya, onlardandır. Bizimkiyle ara sıra selâmlaşırlar o kadar. Keza yalnızlık, “Kimsesizlik” demek de değildir.
kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık Efendi uzunca boylu, titiz, temiz ve bakımlıdır. Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini
nerede diktirir bilmem ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü, ayakları en çok yere basan varlıklardan biridir. Okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada en az üç kitap bitirir. Tefekkürü de bilir, tevekkülü de. Özgüveni yüksektir, kendi kendine yeter. Kimseye yalakalık etmez, hesap kitap yahut pazarlık ve çıkar işlerinden hazzetmez. Elalemin nabzına göre şerbet vermez, kula kulluk etmez. Vefalıdır. Sadıktır. Kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz ama kötülüklere gelince hafızası balıkların hafızasına döner; kemlikleri ve kinleri çabuk unutur. Kimseyle düşmanlığı yoktur. Kancıklık sevmez. Dedikodu etmez. Başkasının gölgesine muhtaç olmadan tek başına yaşayan hür ve gür bir ağaç gibidir. Canı sıkılınca duvarında asılı eski bir yazıya bakar; kim bilir hangi mahir hattatın elinden çıkma yazıda şöyle yazar: “Bu da Geçer Ya Hu”. Yalnızlık Efendi yazıyı okurken gülümser, yarı mahcup, yarı mağrur. Ne zaman ona insanlardan ya da dış dünyanın çarkından şikâyet etmeye kalksam, eliyle savuşturur sözlerimi. “Boşversene ya hu,” der. “Yalnız geldik bu dünyaya. Sanki yalnız gitmeyecek miyiz?” Gerçi şahidim, zaman zaman onun da içinin daraldığı olur. Yalnızlık Efendi en çok başkalarıyla karıştırılmaktan rahatsızdır. Yalnızlık, “Issızlık” demek değildir. Issızlık Efendi başka mahallede yaşar. Biraz huysuz bir tiptir. Hani bahçesine kaçan topları kesmeye kalkan aksi ihtiyarlar var ya, onlardandır. Bizimkiyle ara sıra selâmlaşırlar o kadar. Keza yalnızlık, “Kimsesizlik” demek de değildir.
Kimsesiz Efendi şehrin dışında bir mağarada yaşar. Saçı sakalı birbirine karışmış. Bizimkiyle kırk yılda bir karşılaşırlar o kadar. Yalnızlık ne ıssızlıktır ne kimsesizlik. Yalnızlık insana en çok başkalarıyla çevriliyken gelen bir histir ki, kimileri buna “Etraf kalabalıkken kalbin yalnız olması hâli” derler.
Yalnızlık Efendi der ki, “Yalnızlık insanın kendi kendisiyle yaptığı bir sohbettir. Aracısız. Katkısız. Oyunsuz. Yalansız. Saf ve som bir sohbet...” Bazen olur bana, nedensiz, öylesine. Güçlü bir kaçma arzusu başlar içimi kemirmeye. Televizyon, radyo, gazeteler... Hepsinden koparım. Telefonları bir kenara kaldırırım. Email’lere bakmam, kimseye tek satır yazmaz olurum. Kepenkleri indirir, geçici bir süre tadilata girer, içime kapanırım. Yapılacak işler kule olur yükselir masamda. Okunacak mektuplar, kotarılacak sorumluluklar birikir bir kenarda. Sokağa çıkasım gelmez; çıksam kenarlardan yürürüm, saçak altlarından. Görünmez olmak isterim. Saydam bir cisim gibi ve yabani. Kazara bir tanıdığa ya da beni tanıyıp konuşmak isteyen okurlara rastlasam dilim dolanır, iki cümle kuramam. Çünkü o esnada içeride Yalnızlık Efendi ile konuşuyorumdur. Aynı anda iki
boyutta birden olamam.
Bazen olur herkese, nedensiz, öylesine. Yalnızlık Efendi dikilir balkonumuzun altında. Çakıl taşları atar penceremize. “Hadi çık dışarı” der. “Çık da oynayalım.” Bazen olur. Yalnızlık çağırır. Ve sen terliklerini giyer, her şeyi ve herkesi bir kenara bırakır, ruhunun mahzeninin merdivenlerinden inersin üçer beşer. Mahzende Yalnızlık Efendi seni bekler. Beraber oturur sohbet edersiniz sabahlara kadar. Hayattan, zamandan, insanlardan, oluştan bahsedersiniz. Yalnızlık Efendi felsefe sever. Gerçi hiçbir şeyi çözemezsiniz ama zaten sohbettir maksat, çözüm arayışı bahane. Bilmem Yalnızlık Efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da dostluğumuzdan memnundur.
cemal süreya için
tanrı
binbirinci gece şairi yarattı,
binikinci gece cemal'i.
binüçüncü gece şiir okudu tanrı,
başa döndü sonra,
kadını yeniden yarattı.
ülkü tamer
binbirinci gece şairi yarattı,
binikinci gece cemal'i.
binüçüncü gece şiir okudu tanrı,
başa döndü sonra,
kadını yeniden yarattı.
ülkü tamer
11 Eylül 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)